Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'e 24 Kasım 1928'de başöğretmen unvanı verildi. Bu özel gün, Atatürk'ün
doğumunun 100'üncü yılı olan 1981'de Öğretmenler Günü olarak kayıtlara geçti.
Büyük önderin, günümüze ışık tutan sözleri çok manidar.
Birlikte okuyalım:
"En büyük savaş,
cahilliğe karşı yapılan savaştır."
"Eğitimdir ki,
bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya
da esaret ve sefalete terk eder."
“Öğretmek için
öğrenmek gerek. Ve gönlünüzde bir sevda yok ise öğrencilik zor gelir.
Öğretmenlik yapar ama öğretmen olamazsınız."
“Eğer bir gün benim
sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin”
"Öğretmenler!
Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler
yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti,
sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır.
Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli
koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin
elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır."
"Şimdiye kadar
uygulanan eğitim ve öğretim yöntemlerinin milletimizin geri kalmasında en
önemli etken olduğu kanısındayım. Hala
hak ettiği değeri göremeyen, hala hak ettiği hayata kavuşamamış öğretmenlerimiz
var. Onun için bir milli eğitim programından söz ederken, eski devrin boş
inançlarından ve yaratılışımızla hiç ilgisi olmayan yabancı fikirlerden,
doğudan ve batıdan gelebilen bütün etkilerden tamamen uzak, milli karakterimiz
ve milli tarihimizle uyumlu bir kültür kastediyorum. Çünkü milli dehamızın
gelişmesi ancak böyle bir kültür ile sağlanabilir."
"Türkiye’nin
birkaç seneye sığdırdığı askerî, siyasî, idarî inkılâplar çok büyük, çok
mühimdir. Bu inkılâplar, sayın öğretmenler, sizin; toplumsal ve fikrî
inkılâptaki muvaffakiyetlerinizle desteklenecektir. Hiçbir zaman hatırınızdan
çıkmasın ki, Cumhuriyet, sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller
ister!
"Öğretmenlik
ömür boyu sürecek bir öğrenciliktir."
"Cahillik yok
edilmedikçe, yerimizdeyiz… Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir.
Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışmakla beraber, diğer taraftan
toplumsal yaşamda bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek
lazımdır. Bu da ilk ve orta öğretimin uygulamalı bir şekilde olmasıyla
mümkündür. Ancak bu sayede toplumlar iş adamlarına, sanatkarlarına sahip olur.
Elbette milli dehamızı geliştirmek, hislerimizi layık olduğu dereceye çıkarmak
için yüksek meslek sahiplerini de yetiştireceğiz. Çocuklarımızı da ayni öğretim
derecelerinden geçirerek yetiştireceğiz."
"Gözlerimizi
kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine
alıp dünya ile olan bağlarımızı kopartamayız. Aksine yükselmiş, ilerlemiş,
çağdaş bir millet olarak medeniyet düzeyinin de üzerinde yaşayacağız. Bu hayat
ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus
ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur."
"Eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkar öğretmendir."